Nasıl anlatsam, nerden başlasam.... Hep Bodrum'u o çılgın kalabalığından soyutlanmış bir zamanda görmek istemişimdir. Gece hayatına, hareketli tatile bayılırım ama gene de bu tür tatil yerlerini sezon dışında görmek çok ayrı bir keyif oluyor. Nisan ayının sonunda böyle bir şansımız oldu, doğum günümü de vesile ettik, 3 gün bodrum kaçamağı yaptık.
Birinci gün Bodrum'un içini, kalesini gezdik. Zaten kaleyi uzun uzun gezince bütün bir gününüzü alıyor.
Bodrum tabi ki çok tenha olmuyor, terk edilmiş gibi de değil. Ben nisan ayında Bodrum'a bayıldım. Yalnız şunu da söylemeden geçemeyeceğim, şu esnafımız hala turisti kazıklayalım oalyından vazgeçmediler. Bir gece iki bira bir patatese 30 lira para aldılar. Biralar 8 lira ama uyduruk patatese 12 lira ne demek. Bu arada hesap 28 lira gelmedi, 30 lira geldi. Yani adam kafasına göre servisi de koymuş üstüne. Sonra da ağlıyorlar var efendim neden böyle turizm niye bitiyor diye. Daha bunlar iyi günleriniz beyler, daha çook ağlarsınız siz.
Sakin, kafanızı dinleyeceğiniz bir kaçamak arıyorsanız sezon açılmadan atlayıp gidin Bodrum'ai bence pişman olmazsınız.
Herkese iyi haftasonları dilerim.
Not: Hafif hafif gezelim diye fotoğraf makinalarımızı götürmedik, fotoğraflar da sadece kompakt makinamızdan. Bu da farklı bir kafaymış:)
Bağ bozumu betimlemesi: Herkes zevkine düşmüş:) C'est la vie.
Amforalar konsey toplantısı. Biz demedik duvarda böyle yazıyordu:) Sandalyede oturan konsey başkanı
Gümüşlük
Ortakent
Kaleden görünüm
Bir gün birisi benim olacak, basıcam rüzgarı, basıcam rüzgarı, o ada benim bu ada senin yelkovan kuşlarının peşi sıra
Birer kadeh şarap alır mısınız?
Bodrum'da gün batımı ayrı güzel.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder