29 Mart 2018 Perşembe

Frederikssund

Merhaba;

Geçtiğimiz pazar günü havanın da güzel olmasını fırsat bilip alakasız bir yere gitmeye karar verdik. Şehir merkezinin tam tersine doğru. Turistler buraya gider mi bilmiyorum. 

Kopenhag'dan trene binip direk Frederikssund'a ulaşılabiliyor. C ve H trenlerini kullanabilirsiniz.  Roskilde fiyorduna bakan çok güzel bir kasaba burası. Hayli de eski bir kasaba. Benim en çok sevdiğim şey denize yakınlığı oldu açıkçası. Kopenhag'a gittiğimizde denizi görüyormuşum gibi hissetmiyorum. Ama burda denizi görebiliyorsunuz. Kenarında güzel bir yürüyüş yolu var. Zaman zaman gidilip gezilecek, hava alınacak bir yer bence. 




Tabi ki sorun bizim bir pazar günü gitmemizdi. Susadım desen su alacak açık yer bile bulamazsınız. Bir tek marketler açık galiba. O yüzden böyle terk edilmiş Meksika kasabaları gibi görünüyor.



Bir viking Köyü var. Ama bu mevsimde hiçbir şey yoktu. Senede bir kere Viking oyunları oluyormuş. O zaman tiyatrolar, oyunlar falan olunca hareketleniyor. Belki şehri de ziyaret etmek için en iyi zamandır.  






Vikingler Hobbit evi gibi evlerde yaşıyormuş meğer:) 





Sanırım Frederikssund'a zaman zaman gidebilirim. Yolunuz Kopenhag'a düşerse mutlaka gidin diyemem ama:) Çok fazla boş zamanınız varsa düşüneiblirsiniz tabi ki:) 


4 Mart 2018 Pazar

Danimarka'dan Sesleniyorum

Merhaba;

Eskişehir'den beri yazmamışım. Esasında diğer blogda bir Danimarka'da hayat yazısı yazdım. Biraz da burda yazayım ki buralar da canlansın:)

Geçtiğimiz haftasonu eve 1.5 km ötede bir çiftliğe gittik. Patates, patates ve daha çok patates almak için:) Hava buzdu ama güneşliydi. Biraz daha yürüyelim hazır bebe de uyuyor dedik ve ilerdeki Ledoje isimli köye vardık. Yani emekli olsan, ya da araban olsa işe gidip gelsen bu köyde yaşarsın. O kadar tatlı, o kadar sevimli ki. Baksanıza güzelliğine. Ama arabam yok, evde oturuyorum derseniz sıkıntıdan ölürsünüz. Günde 3 4 tane geçen bir otobüs var sadece:)





Arabam yakışmış mı?









Burda her yerde ufak göller var. Şöyle baharda yayılıp kitap okumalık tam. 

Bu haftasonu  şehir merkezine gittik. Botanik Bahçesi ve King's Garden'ın görmek için. Kar altında bir botanik bahçesinde pek birşey göremiyorsunuz. Ama Palm House'un içinde pek çok bitki görebilirsiniz. Tabiki nemine dayanabilirseniz. 

Sonrasında Rosenberg Kalesi ve King's Garden'a geçtik. Kalenin içini gezmedik henüz. Biraz havalar ısınsın ve üstümüzdeki yirmi kat montu çıkaralım diye bekliyoruz:)







Bir de Nyhavn donmuş galiba diye koşup oraya gittik. Eksik mi kalalım?




Evet donmuş:) Winter wonderland dedi bir arkadaşım.  Tam olarak buydu Kopenhag'ın bana bu haftasonu yaşattığı esasında. 



   
Bir Danimarka gezi rehberi yapmak istiyorum. Ne dersiniz?