Geçen ay Uğu'un yemin töreni için İskenderun'daydım. İşte size birkaç kare ordan.
Ne yazık ki ne İskenderun'u, ne de Hatay'ı doğru dürüst gezemedik. Zamanımız çok kısıtlıydı zira. Yalnız Hatay'da Harbiye'ye gittik. Ama nasıl kebaplar yapıyorlar anlatamam. Keşke daha uzun süre kalıp gezme fırsatımız olsaydı. Hatay'a gerçek bir gezi düzenlemek farz oldu artık. Bir de söylemeden geçemeyeceğim, Hatay'da minibüsten inerken öyle bir düştüm ki elim hala acıyor, omzum günlerce ağrıdı ve kafam şişti.
Hatay'da pek otobüs göremedim, herkes minibüsle sağlıyor ulaşımını. Havaalanına ulaşmak çok zor bence. Otostop çekmek zorunda kalıyorsunuz ya da eğer cesursanız 5 km yürürsünüz bilemeyeceğim. Hatay'dan Havaş kalkıyormuş ama biz bulamadık.
Hatay'la ilgili ilk izlenimim gerçekten de rüya gibi bir şehrin mahvedildiği yönünde. DAha çok büyükçe bir kasaba gibi. Çok pis görünüyordu. Ama dediğim gibi çok fazla gezemedim, peşin hükümlü olmak istemiyorum.
Sokaklarda herkes Türkçe ve Arapça'yı rahatlıkla konuşuyor. Esasında enteresan geliyor insana etnik zenginlik.
Yani kısaca Hatay'a tekrar gitmek şart. Uğur dön de artık gidelim bence:)