26 Haziran 2015 Cuma

Yedigöller

Masal gibi bir yer düşünün. Yedi tane göl var. ulu ağaçların altında muhteşem bir yer. İşte orası Yedigöller. YIllardır bütün fotoğrafçıların gittiği, birbirinden güzel sonbahar kareleri veren yer. Yıllardır benim de gitmek istediğim ama gene de bir türlü denk gelmeyen bir yerdi. Sonunda Amasra dönüşünde uğradık. 

Her şeyden önce şunu belirteyim ki Yedigöller'in yolu çok çok kötü. Midenize ve arabanıza güvenmiyorsanız bu yola hiç girmeyin. Öte taraftan da göreceğiniz yer çok güzel. Ne diyeyim, kelimelerle anlatılmaz görmek lazım.

Yol boyunca neler gördük peki? Taş ocağına çevrilmiş dağlar, üzerine kum yıkama tesisleri kurulmuş nehirler, ufacık akarsuyun üstüne kurulmuş HESler. Geçen yazıda da belirtmiştim, doğayı katlettik ve hiç saygımız kalmadı ne yazık ki.

Yedigöller'de de ben mangal kokusundan bıktım. Doğanın içinde yeşillik, toprak kokusu yerine duyabildiğimiz sadece mangal kokusu. Gerçekten artık şu mangallı piknik sevdamızdan vazgeçmesek mi? Ya da bunu her yerde yapmasak? Zaten neden Yedigöller gibi bir yerde Orman Bakanlığı mangal yapılmasını yasaklamaz? Başlayacak bir yangına müdahale çok zor olacaktır zira.


















Hiç yorum yok: