21 Ocak 2008 Pazartesi

Aşura-IV






Biliyorum çok fazla oldular ama anlatmak istediğim çok fazla şey vardı, aklımda o kadar çok görüntü oluştu ki herkesle paylaşmak istediğim:)

aşura-III






aşura-II






Aşura





19 ocak günü yani muharrem ayının 10. günü başka bir deyişle aşura törenleri için Halkalı'daydık Uğur'la beraber. Uzun süredir hiç bu kadar çok etkilendiğimi hatırlamıyorum herhangi bir anma töreninden.

Aşura günü Şiilerin İmam Hüseyin'in ve ehlibeytin Kerbela'da katledilişinin yasjnı tutmaya başladıkları gün. İmam Hüseyin bilindiği gibi Hz. Muhammed'in torunu. Hüseyin'in babası Hz. Ali'den sonra başa geçen Emevi sülalesi İmam Hüseyin'den ve ailesinden kendilerine biat etmelerini istiyor. İmam Hüseyin ise bunu reddediyor ve Irak'taki Kufe kentine doğru harekete geçiyor. Ancak Halife Yezid'in orduları ile Kerbela'da karşılaşıyorlar. Açlık ve susuzluk çekiyorlar. Hüseyin zaten burada öldürüleceğini biliyormuş. İnanışa göre rüyasına giren dedesi Hz. Muhammed ona Kerbela'da şehit düşeceksin sen demiş. Kerbela'da ehlibeytin bütün erkekleri öldürülüyor, sadece Zeynel Abidin sağ kalıyor erkek olarak. Kadınları ise esir ediliyor ki bunlar peygamberin gelin ve torunları. Zeynep yani Hüseyin'in kardeşi de onalrına rasında. Zeynep çok bilge, çok adaletli ve çok mağrur bir kadınmış. Hüseyin'in kesik başını gördüğünde bile Emevi valisi önünde bir adım geriye gitmemiştir. Deniyor ki kadınlar ve çocukların daha sonra Şam hapishanelerinde çektiklerinin yanında Kerbela'da yaşananlar hiçbirşey değilmiş. İşte o günden beri 1368. senesinde Hüseyin ve tebası için tutulan yas. Alevilerin değişik kollarında değişik biçimlerde yas tutuluyor, bir kısmı dokuz gün oruç tutuyor, bir kısmı 12 gün. Bu sürede su içilmiyor çünkü ehlibeyti Kerbela'da en çok susuzluk vurmuş. Halkalı'da Caferiler vardı. Diğer kollarda ki yas törenlerini pek bilemiyorum ne yazık ki.

Fotoğraf çekmek amacıyla gittim sadece. Orada şakır şakır ağlayan insanları görünce önce çok şaşırdım, sonra özellikle bebeklerin, çocukların öldürülmesi ile ilgili yerlerde ben de tutamadım kendimi, gözyaşlarımı gizlemek için makinamı kullandım. Oradaki insanların duygularının gösterişten uzak olduğuna inanıyorum. Hepsinin ki çok saftı kanımca. Hepsi içten bir matem havsındaydı.

Esasında yaşanılan bir iktidar savaşı, hergün her yerde yaşadığımız, gördüğümüz savaşlardan. Gene de insanı derinden etkiliyor. Bence görmek için şansı olan herkes görebilmeli bu töreni. Annemle beraber seneye Kars'ta ki törenlere gitmek istiyoruz. Ama daha seneyeye çok var tabi ki.

Caferiler aşura aş ayı değil, yas ayıdır diyorlar. Bunu da eklemek istiyorum.

Ayrıca Irak'ta anma törenlerinden dönen Şii'lerin yolunun üzerinde bomba patlatıp gene öldüren her kimse onu tanımlamak için herhangi bir kelime kullanamıyorum. Eğer bu Irak'ın içindeki Şiilerve Sunnilerin arasındaysa ve o bombayı oraya Sunniler koyduysa bunun insanlığa, dine sığan bir yanı yok. Yok bombayı başkaları koyduysa zaten dinden, insanlıktan anlamadıklarını bütün dünya biliyor.

Duymayacaklarını bilsem de törenlerde biz fotoğrafçılara hiçbir olumsuzluk yaşatmayan, fotoğraf çekmemize hiç ses çıkarmayan insanlara, orada bulunmamıza izin veren derneklerine teşekkürü borç biliyorum.
Not: Sınavlarımın ve ödevlerimin yoğunluğu nedeniyle fotoğrafları işlemeye zamanım olmadı kusura bakmayın, biraz fazla pozlanmış yerler var bazılarında farkındayım:(
































8 Ocak 2008 Salı

sakızlı lorlu kurabiye

Dün gece bazı kişisel sebeplerle sinirlerim bozuldu, uykum kaçtı, saatlerce internette takıldım. Bu aralar yemek bloglarına taktım.Esasında pişirmem ben pek yemek, beceremiyorum da pek ztn. Neyse Sibel'in kahvesi isimli blogda sakızlı lorlu kurabiye tarifine rastgeldim. Sakızlı kurabiyeyi duymuştum geçen sene Ayvalık'a giderken ama yeterli araştırmayı yapmadan gittiğim için nereye bakacağımı bilememiştim, yiyemeden dönmüştüm. Bakılacak yer Güler Pastanesi'ymiş. Bir aksilik olmazsa ay sonunda Ayvalık'ta olucam, soluğu da tabi ki pastanede alacağım. Neyse blogdaki tarife göre hazırladım bugün kurabiyeleri, sakız sevenler için inanılmaz bir lezzet bence. Hamurun çoğunluğunu da lordan yaptığınız için baya hafif oluyor ancak hamuru biraz yapış yapış oldu, bir sürü de un kattım, bir yerden sonra un katmaktan vazgeçtim çünkü çok unlu olacak diye düşündüm. Neyse ki tadında bir sorun çıkmadı. Bence şekeri biraz azaltılabilir (ama ben çok şekerli kurabiye sevmem o yüzden böyle diyorum), sakızı biraz daha arttıracağım bir daha ki yapışımda. Bunun haricinde bence çoğu birbirine benzeyen kurabiyelerin arasında sıyrılıp gelen bir tarif. Tekrar ediyorum sakız süper şahane birşey bence. Ancak fiyatı biraz devasaymış, aklınızda olsun. Kurabiyenin tarifini yazmayacağım, internetteki bütün sakızlı lorlu kurabiiye tarifleri Sibel Hanımınkinden alınmış zaten, ona bakarak yapabilirsiniz. Şimdiden afiyet olsun.
Yok bir anda yemek yazıları yazmaya başlamadım merak etmeyin, fotoğrafla devam edeceğiz tabi ki. Hatta bu aralar aklımda daha profesyonel bir arayüze geçmek, paralı üyeliklerden birini almayı ya da kendi sayfamı yapmayı falan planlıyorum ama bakalım şu aralar işim başımdan aşkın. Dönem ödevleri ve finaller var, hepsini çok boşlamışım, sıkıya almam lazım.
Zannediyorum ki uzunca bir süre yeni fotoğraflar yükleyemeyeceğim çünkü çekemeyeceğim, ki bu beni çok üzüyor. Yazarım ama arada:)
Efenim sağlıcakla kalınız.
Satırlarımız biterken arka planda Gogol Bordello Start wearing purple çalıyordu. Eğlenceli Balkan müzikleri yapıyorlar, siz de dinleyebilirsiniz. Youtube'da bolca varlar.

2 Ocak 2008 Çarşamba

YENİ YIL


Bu sayfayı takip eden, fotoğraflarıma bakan, arada karaladıklarımı okuyan birileri varsa eğer, herkesin yeni yılı sağlıklı, huzurlu ve mutlu geçer umarım.

Yeni sene de de burada olacağım:)