3 Kasım 2013 Pazar

Atina 3. Gün

Merhaba;

Sizlere esasında şu anda Amerika'dan yazıyorum. Öünümüzdeki 6 aylık sürede de burada olacağım, doktora tezimle ilgili çalışmak üzere. Bununla ilgili bir yazı, ve buradaki hayatla ilgili bolca fotoğraf bekleyebilirsiniz bence artık:) Şu Atina defterini kapayalım, bir de SD kartın derinliklerinde bulduğum bir kaç Bozcaada ve Rodos fotoğrafını paylaşayım, sonra hızla Amerika günlükleri'ni oluşturacağım. 

Biliyorsunuz birinci gün Parthenon'u gezememiştik, o yüzden de son günümüzde erkenden buraya geldik ki adam gibi gezebilelim. 

Esasında yıllar boyunca Parthenon defalarca yıkılmış. Hem de bakmayın Yunanların sürekli Osmanlılar bizi mahvetti dediğine, Haçlı Seferleri zamanında bile burası tahrip edilmiş. Pagan tağınağı olduğu için Hristiyanlar burayı yıkmayı kendilerine görev edinmişler. 

Parthenon'un sağlam kalan tek bir cephesi var. Fotoğraflarda da  sanırım sadece bu cepheyi kullanıyorlar. Yani fotoğraflarda gördüklerinizle, gözünüzle görecekleriniz arasında hayli fark olacaktır, şaşırmayın. Bir de biz gittiğimizde restorasyon vardı. Canım tapınağın tadını çıkaramadık. Vinçler falan hep.  

Parthenon'un o dönem için bile enteresan bir mimarisi varmış. Belli bir eğimle inşa edilmiş. Böylece karşısan düz görünebiliyormuş. 






Aşağıdaki fotoğrafta da Venüs tapınağını görüyorsunuz. Venüs tapınağındaki kızların heykellerini İngiltere alıp gitmiş. O sırada kaçak göçek dinlediğim rehberden tam anlamadım ama bütün heykeller mi gitmiş sadece bir tanesi mi? Çünkü devamı müzede dediler ama müzede de görmediğimden eminim. 
Bu da Hephaistos Tapınağı. Bu tapınak hayli bütün olarak duruyor. İçine girilmiyor ama ne yazık ki. 




Atina'da bütün yollar Plaka'ya çıkıyor. Plaka Atina'nın eski yerleşimi. Daracık sokaklarında gezebilir, bir yerlerde oturup yemek yiyip kahve içebilirsiniz. Ben şahsen Yunanistan'da Alfa birasını çok seviyorum, bira içebilirsiniz. Birbirinden güzel şaraplarını deneyebilir, esnafla sohbet edebilirsiniz. 

Bizim 3. gün öğleden sonraki planımı Hamam'a gitmek oldu. Türkiye'de unisex hamamlar çok pahalı olduğu için gitmiyoruz ama yurtdışında denk geldikçe gidiyoruz. Daha önce Sevilla'da Roma Hamamı'na gitmiştik, burda da Türk Hamamı'na gittik. İstanbul'daki tarihi hamamlarla ve Eskişehir'deki termal sularla karşılaştırılmaz belki ama gene de güzel bir deneyim oldu. Aklanıp paklandık.

Biz Yunanistan'ı gerçekten de çok seviyoruz. Bu yaz tatilde gene Rodos'taydık mesela. Size de her fırsatta söylüyorum ama tekrar edeyim. Yunanistan'ı sakın kaçırmayın.



Hiç yorum yok: