24 Nisan 2008 Perşembe

Merve'nin evindeee
















Bugün 23 Nisan neşe doluyor insan.... Bütün çocukların hakettikleri gibi yaşayabildikleri bir dünyayı görebilmeleri dileğiyle......


















Sevgili okurlarım, ki çok fazla olmadığınızı da biliyorum ya neyse, sizleri fotoğraf manyağı yapmaya karar verdim gecenin bu saatinde.






Geçen haftasonu Merve'nin evine gitmiştik Uğur, Yurda ve ben. Burgazada başından beri en çok sevdiğim ada olmuştu ve şimdi arkadaşım orda yaşıyor. Her ne kadar ben Merve ile küçücük bir evde yaşamayı çok istemiş olsam da heyhat bu asistan maaşları bunu namümkün kıldı ne yazık ki. Herneyse.






Önce ada ile ilgili gözlemlerimle başlayalım isterseniz. Birincisi küçücük, sakin, Merve'nin evi çok şirin, ulaşımı kolay, trafik derdiniz yok:)) Vapurla Kâbataş'tan tam 1.5 saat ki kanımca tam bir işkence haklısınız. Trafikte de olsanız herhangi bir yere 1.5 saatte ulaşırsınız. Herkes birbirini tanıyor, çılgınca dedikodu dönüyor belli, zaten Merve ve Gamze'de teyit ettiler bunu. İşte bu noktada orda yaşayamayacağımı anladım zaten. Çoğu zaman herkesin birbirini tanıdığı yerler bana biraz itici gelmiştir. Hani bir sıcaklığı var tabii onu inkar edemem ama çılgın dedikodu, gözler hep üzerinizde. Takmasanız olmaz, taksanız olmaz. Lüzumsuz bir telaş bence. Sait Faik'in adası olduğu içinse ayrı bir değerli gözümde. Zaman zaman alıp okurum Sait Faik'i. Hatta ilk gençliğimde yazdığım hikayelerde onun tarzına özendiğimi, onun gibi yazmaya çalışmıştım. Ama kim sıradan insanları, bizim gibi küçücük insanları Sait Faik gibi büyük bir ustalıkla, detaycılıkla ve son derece yalın anlatabilir ki. Şu anda çok net olarak hikayeyi hatırlayamasam da bir balıkçıyla ilgili olan vardı. İlk okuduğum hikayelerinde biriydi. Balıkçı sarışın ve pembe yanaklıydı. Bütün gün çalışıyorsu ama ona balıktan hiç pay verilmiyordu. O balıkçının hali günlerce aklımdan çıkmamıştı. İşte böyle büyük bir ustayla aynı havayı soluduk 2 gün boyunca. TRT'nin çektiği bir grup hikayesi vardı ayrıca, çoğunluğu adada geçen. Ben bir gece vakti canım sıkılmış, yatağa gitmek üzereyken rastgelip takılmıştım. Denk gelebilirseniz (ki hiç sanmam TRT'nin yeni yayınlarının baya başarısız olduğu gözönüne alınırsa) sakın kaçırmayın.






Fotoğraf atölyesi için yalnızlık, hüzün konulu kare format portre fotoğraflarına ihtiyacım var. Merve'nin evi ise hem istediğimdekoru sağlıyor, hem modeli veriyor:) Daha ne istenir ki değil mi? Ama ne yazık ki kazın ayağı öyle olmadı. Merve'nin şen kahkaları hiç kesilmedi, bir müddet sonra Uğur'la Yurda'nın canı sıkıldı mekanımı bastılar. Ve sonuçta hüzünlü değil eğlenceli fotoğraflar elde ettik. Olsun bakalım. Bu haftaki atölye için fotoğrafsız kaldım ben de ne yazık ki. Tabii bir de sabit modelimi değiştirdiğim için Duygu kızdı bana. Geçen hafta Duygu ile çekim yapmıştık ve baya güzel sonuçlar almıştık. Bakalım bir sonraki hafta için tekrar Duygu ile çalışacağım zaten. Bir sürü planımız vardı:)






Sevgilim 23 Nisan sebebiyle tatil yapmaya karar verdi vePrag'a gitti ailesiyle. Ben de bütün 23 Nisan'ı çılgınca temizlik yaparak geçirdim:( Ne kadar da eğlenceli değil mi?






Birazdan bu sayfada KABARE olarak adlandırdığım bir seri ile ilgili fotoğraflar göreceksiniz. Amacım bu seriyi geliştirmek. Umarım beğenirsiniz.






Bir de tabii belgelsel fotoğraftan kopmuş olmak beni çok üzüyor. ÇArpıcı bir konu bulamıyorum. Esasında sabah akşam bunu düşünüyorum:)






Online bir dergiye yazılarımı gönderdim, gezi bölümü için eleman arıyorlardı. Sizce benim seçilme şansım var mı? Eğer olursa hem yazı yazma işimi düzene koymuş olacağım, hem de elimde referanslarım olacak.






Sanırım artık fotoları da ekleyip bu haftaki buluşmamızı sonlandırmak. Haftasonu annemler geliyorlar bir de. Ağva'ya gitmek gibi bir planları var. Birisi anneme söylese keşke 2 saatlik yolun virajlarla dolu olduğunu da, gitmesek oraya böyle. Çok gözümde büyüyor napayım:=)
Not: Bu fotoğrafları yükleyebilmek için kaç dakika uğraştım bilmiyorum, ne zaman düzelecek bu sorun:(

4 yorum:

comatose dedi ki...

şile'ye ikna et annenleri, sorunsuz bi yolu var :)

sezenyildirim dedi ki...

şile'yi gördüler sıra ağva'daymış.

sizi burada naçizane satırlarımı okurken görmek ne büyük bir şeref efenim çok duygulandım:)

comatose dedi ki...

heh takipçinizim çok fena :)

sezenyildirim dedi ki...

ehe şımarttın beni amdem takip ediyorsun.
bu arada gitmedik ağva'ya olumsuz hava koşulları nedeniyle:))